Geçen gün kadim CHP'li bir arkadaş ile sohbet ediyorduk. Siyasetten, hatta hayattan bıktığını söyledi. Ülkemizle ilgili tüm umutları sönmüş, gitmiş anlattığına göre . Hani ayıp olmasa ben kaçıp gideceğim diyecek. Deniz Baykal'ın bir kaset komplosuyla görevden uzaklaştırılmasına çok içerlemiş. Yerine gelen Kılıçdaroğlu ile de bu yüzden hiç yıldızı barışmamış. ABD emperyalistleri tutup onu partimizin başına getirdi diyor. Özgür Özeli sormadım. Vereceği cevabı tahmin ediyordum. O da aynı yolun yolcusu diyecekti mutlaka.
Arkadaşı eskiden beri tanırım. Antiemperyalisttir, Atatürkçüdür, gerçek sol fikirlere açıktır. Ondaki bu gelişmeleri gördüğüme sevindim. CHP'nin Atatürkçü ve sol bir parti olmadığını, aksine 2011 yılından beri Batılı emperyalistlerin ve küresel çetenin Türkiye içindeki temsilcisi olduğu gerçeğini görebilmiş. Sohbeti biraz daha derinleştirdik. Düşündüm ki arkadaş Ak Parti'ye sempati ile bakmaya başlamıştır diye. Ama yanılmışım, Cumhurbaşkanımızın ismi geçince şeytan çarpmış gibi oldu. O baş emperyalist uşağı dedi. Her saat başı ABD'den talimat alıyor.
Tartışmaya girmedim. Bu kadar gerçek dışı bir fikri, böyle şiddetle savunan birisiyle tartışmak boşuna zaman kaybı olur. Arkadaş umutsuzluğunu, bezginliğini anlatıp durdu. İnsanın güvendiği dağlara kar yağar. Bir süre şaşkınlık içinde dolaşıp durur, ama sonra başka bir dala tutunur. Bizim arkadaş CHP den umudu kesmiş ama doğal olarak Ak Parti'ye yönelmesi gerekirken onu hiç yapamıyor,boşlukta kalıyor, çaresizlik içinde dolaşıp duruyor.
Eskiden sol hareketler içinde bulunmuş, şimdilerde ise CHP ve diğer benzer siyasetlerin peşinde koşan kesim ikiye bölünmüş durumda. Bunların bir kısmı bizim arkadaş gibi yolunu arıyor ama henüz bulamamış. Bir kısmı ise özüne çekmiş ve uluslararası çetenin Türkiye temsilcisi olmuş. Osman Kavala'ya özgürlük diye bağırıyor, Hamas'ı terörist ilan ediyor, asker Suriye'den çekilsin diyor, ama aynı zamanda Deniz Gezmiş'in ölüm yıldönümünde ağıt yakıyor. Özüne çekmiş derken şunu anlatmak istiyorum, bizde sol bir işçi sınıfı hareketi olarak doğmadı. İslam ve Türk karşıtı, Batı hayranı bir tepki hareketi olarak belirli okur yazar kesimler arasında yer buldu. Komünist rejim çökünce de bunların bir kısmı boşlukta kaldı, bir kısmı da Batılı efendilerinin hizmetine girdi.
Yolunu kaybetmişlerin bir kesimi de Milliyetçi-Müslüman kesimde. Bunlar da bir şaşkınlık ve kararsızlık içinde ne yapacaklarını bilemiyorlar. Yirmi yılı aşan bir Ak Parti iktidarı ve sonrasında da Cumhur İttifakı Türkiye'de çok şeyler değiştirdi. Bu kesim ilk defa devlette söz sahibi oldu. Zenginleşti, iktidarın nimetlerinden yararlanmaya başladı. Bu hızlı zenginleşme bir kısım insanda kişilik bozukluklarına yol açtı. Bir söz vardır, ne oldum delisi oldu bunlar. Geldikleri yeri, hergün polis kovalamacısında koşuşturduklarını unuttular.
İktidar bazılarına yarar. Bazıları ise çekingenliklerinden mi, beceriksizliklerinden mi pastadan pay kapmayı beceremezler. Başlarlar pastayı yiyenlere sövüp saydırmaya. Bilmezler ki bu pasta hepimizin, bunda çalıştığımız, ürettiğimiz sürece hepimizin hakkı var. Ola ki bazıları hak ettiklerinden fazla bir lokma kapıyorlardır. O zaman eleştirimizi yapar, onları hak yoluna davet ederiz. Örgütümüzde bir sorun varsa, bu sorunları oturur, birlikte gidermeye çalışırız. Yöneticilerimiz işe yaramıyorsa daha iyisini getirmek için demokratik yollar açık, bunları kullanırız.
İşte bu hayal kırıklığına uğramış kesim yavaş yavaş umutsuzluğa doğru kayıyor. Kimisi iktidardan aşırı beklentilerinin yerine gelmemiş olmasına tepkili, kimisi pahalılıktan yakınıyor, bazıları da iktidardan iş istekleri yerine gelmediği için küskün durumdalar.
İktidar bu gittikçe genişleyen kitleye karşı bir tavır geliştirmek zorunda. Öncelikle çeşitli haksız çıkar beklentileri yerine gelmediği için ağlayıp sızlayanların seslerine kulaklarını tıkamalı. Öbür taraftan yapılmış haksızlıklar varsa, bunlar da araştırılıp düzeltilmeli. Örgüt içinde eleştiri kanalları sürekli açık tutulmalı. Bu insanlar kaçamaz, kaçsa bile karşı mahallenin bunları kabullenmesi zor olur. Ancak yara büyümeden kapatılırsa bu ülkemiz için yararlı olur görüşndeyim.