Bundan beş yıl önceydi. Bacağımda oluşan varis hastalığının tedavisi için Fethiye Devlet Hastanesine
gittim. Görevli uzman hekim bir bakışta teşhis koydu. Sende varis var, git tomografi çektir, icabına
bakalım dedi. Tomografi sonuçları geldi. Sonuca göre bacağımda hiçbir sorun yokmuş.
Hekim,Arkadaş, bak sen sağlammışsın, sana bir tedavi uygulayamam diye kesip attı.
Baktım olacak gibi değil, İstanbul'da Yeditepe Hastanesine başvurdum. Oradaki hekim, ismini de
verebilirim, Halit Yerebakan bacağımı görür görmez ameliyat dedi. Gittim tomografi çektirdim.
Sekiz ayrı damarda tıkanıklık varmış. Hemen ameliyat oldum ve sağlığıma kavuştum.
Fethiye'ye dönünce olayı belgeleriyle Başhekim Yavuz Bey'e anlattım. Yavuz Bey Herhalde oradaki
tomografi cihazları daha kalitelidir, buradakilerin göremediğini onlar görmüştür gibi bir bahane
uydurarak işi savsaklamaya çalıştı. O zaman olayın fazla üstüne varmadım. Hastanemizi
karalamayalım, sorunlarımızı kendi içimizde çözümleyelim, daha doğru olur diye düşündüm.
Ama görüyorum ki işler gün geçtikçe kötüye gidiyor. Hastane hakkında hergün bir başka şikayet
gündeme geliyor. Kurulması için bunca masraf edilen bu hastane maalesef bir başıbozukluk içinde
yuvarlanıp gidiyor. Sorumlu olması gerekenler ise havaya bakıp ıslık çalmakla yetiniyorlar.
Şikayetler genellikle düzensizlik, disiplinsizlik ve hastaya kötü muamele yönünde yoğunlaşıyor. Teşhis
ve tedavi yöntemlerinin ne derece sağlıklı olduğu konusu ise tartışmaya açık. Bu konularda elimizde
yeterli veri olmadığından kesin bir yargıya varmak oldukça güç. Ancak kuşkusuz bu hastanede de
değerli hekimlerimiz bulunuyor. Arada birkaç çürüğün olması tüm kadroyu suçlamaya yetmez. Fakat
görünen o ki yönetim boşluğu ve keşmekeş nedeniyle aslında daha verimli çalışabilecek bu
elemanların çabaları da boşa gitmiş oluyor.
Hastanede disiplinsizlik öyle bir boyuta varmış ki bazı hekimler alt kadrodaki elemanlara söz
geçiremiyorlar. Personel olması gereken yerler dışında dolaşıp duruyor. İşler zamanında yapılmıyor,
aksıyor. Disiplinsizliğin temel nedenlerinden biri de yönetim zafiyeti dışında kadroların siyasi tercihler
sonucu şişirilmiş olması. Alt kadrolara liyakatlerine, ehliyetlerine bakılmaksızın iktidara yakın
olduğunu iddia eden insanlar doldurulmuş. Bu insanlar bir de kadrolu oluverince kendilerini o
kurumdaki Cumhurbaşkanı temsilcisi gibi görmeye başlıyorlar. Böylelikle ast-üst ilişkisi zedeleniyor.
Biz burada tesisin bazı alanlardaki yetersizliğini ya da bazı uzmanlık dallarında hekim bulunmayışını
konuşmuyoruz. Bütün hastaneler tam teşekküllü olmayabilir, ama sorun olanı düzgün
kullanabilmekte. Bu konuda önümüzdeki günlerde başka örneklerle yayın yapmaya devam edeceğiz.
Bugün son aldığımız bir haberi iletmekle yetinelim. Hastanedeki güvenlik elemanları arasında çeşitli
gruplaşmalar olmuş. Bunlar aralarında tartışır hale gelmişler. Bu ise hastane güvenliğini ciddi bir
boyutta tehdit etmekteymiş.
Bu günlük bu kadar sağlıkla kalın.