Ak Parti Fethiye İlçe Başkanlığına eski başkanlardan Kadir Saruhan'ın yeniden atanmasıyla siyasi
ortam birden hareketlendi. Geçtiğimiz pazartesi günü ilçe binasında yapılan mazbata törenine
oldukça kalabalık bir partili topluluğu katıldı. Bu topluluğun içinde uzunca bir süredir görmediğimiz
isimleri yeniden görmek fırsatını yakaladık. Buna karşın hergün her yerde karşımıza çıkan bir kısım
isimler ise o gün ortalıkta görünmediler. Bize de böylece yeni yönetimi ne gibi bir ortamın beklediğini
görmek fırsatı doğdu.
Kalıcı olması düşünülen her yeni yönetim geldiğinde bundan hoşnut olmayan bir kısım insanlar
mutlaka olacaktır. Bir kısmı kendileri bir beklenti içinde olduklarından ve bu beklentileri boşa
çıktığından üzgündür. Bir kısmının yeni yöneticilerle pek parlak geçmişleri yoktur. Yine mi bu adam
geldi başımıza diye düşünürler. Kadir Bey örneğinde ise bu hoşnutsuzlara bir kesim daha eklendi.
Başkanın 2019 seçimleri öncesinde aday gösterilmediği için Alim Karacaya destek verdiği iddialarına
inananlar Genel Merkez tarafından af edilmiş olmasını içlerine sindiremediler ve seslerini yükselttiler.
Sosyal medya insanlara büyük bir fırsat tanıdı. İnsanlarla karşı karşıya konuşup tartışmaktan
çekinenler klavye başına geçip kahraman kesildiler. Geçmişte olduğunu düşündüklerini Kadir Bey'in
yüzüne karşı sorup bu konuda sağlıklı bir fikir oluşturmaktan korkanlar medyada konuşur oldular.
Hatta bazıları daha da ileri giderek Kadir Bey destekçilerine pek uygun olmayan sözlerle tepki verdiler.
Buna karşılık Ak Partinin partili görünüp başka partilere hizmet eden bir grup tarafından zaafa
uğratıldığını düşünen bir başka kesim ise bu sefer isim de vererek şu son on-on beş yılın hesabını
sormaya başladılar.
Bu hareketlilik bir bakıma sağlık belirtisi sayılsa da eleştirilerin bir temele oturması ve kırıcı
olmamasına dikkat edilmeli. Sonunda farklı siyasi düşüncelerden olsak dahi aynı şehirde yaşıyoruz,
çarşıda pazarda birbirimizin yüzüne bakacağız. İnsanların yüzüne karşı söylemekten kaçındığımız
sözleri sosyal medya kolaylığıyla tüm dünyaya yaymak doğru bir şey olmasa gerek. Aslında şu anda
yapılması gereken Kadir Beyin bir yönetim kurulu oluşturmasını beklemek ve kendisine katkıda
bulunmasak bile gelişmeleri sessizce izlemek olmalı diye düşünüyoruz.
Şimdi işin ekonomi politiğine bir bakalım. Muğla ili ve kıyı ilçeleri neden bir türlü çalkantıdan
kurtulamıyor. Bu yalnız Ak Parti için değil, CHP ve diğer partiler için de söz konusu. Bir kısım güçler
siyasi kadrolara egemen olabilmek için kıya sıya bir yarış içindeler. Siyasi kadrolara egemen olunca
bürokrasi de size tabi olur. Bürokrasiyi elinize geçirdiniz mi iş bir imza, bir de mühüre kalır. Eh, o da
elinizde, keyfinize diyecek yok. Devlet eliyle servetinize servet katmanın yolu açılmıştır.
Bürokrasinin yapacağı şeyler vardır, yapamayacağı şeyler de vardır. Örneğin Anadolunun bir ilçesinde
buğday tarımı ile uğraşmaktasınız. Hasat zamanı devlet buğday fiyatını ilan eder. Buğdayınızı ofise
satmak isterseniz bunu devletin verdiği fiyattan satmak zorundasınız. Ofisin yerel yöneticileriyle ne
kadar içli dışlı olursanız olun size devletin verdiğinden daha yüksek bir fiyat ödeyemezler, zorunlu
olarak tüccarla işini çözmek durumunda kalırsınız.
Buna karşılık Muğlanın temel ekonomik yapısı toprak rantına dayanır. Toprağı elinde tutan ve
üzerinde imar izni alan insan zengin olur. O halde yapmanız gereken elinizdeki toprağın imar iznini
artırmak, devlet topraklarının ise yine bir şekilde size kiralanmasını sağlamaktır. Bu iş de siyasilerin
elindedir. Yerel meclislerin bir kararı ile imar planları değişebilir, yöre milletvekillerinin önerileri ile de
devlet toprakları uzun süre için sizlere kiralanabilir. Bu durumda yapacağınız ilk iş siyasi partiler içinde
bir alt yapı oluşturmaktır. Bunun hangi parti olacağı önemli değildir. Yeter ki elinde iktidar gücü olsun.
Daha sonra bu parti yönetimlerine size yakın adamları getirir, uygun zamanı beklersiniz. Karşınıza bir
fırsat çıktığı zaman da bunu değerlendirmek için o parti içindeki adamlarınızı görevlendirirsiniz.
Şimdi bakalım, Kadir Bey iktidar partisinin bir ilçe yöneticisi olarak tüm Fethiyenin sorunlarına mı
eğilecek, yoksa sınırlı bir zümrenin çıkarına mı hizmet edecek. Sabırsızlıkla bekliyoruz.