Muğla Seçimlerinin Sosyo Politiği

AKIN TEZEL

18-01-2024 11:43

 

 

Daha önce de yazmıştım, bir daha anlatacağım. Bundan bir süre önce Ak Partiye gönül vermiş bir arkadaşla konuşuyorduk. Söz dönüp dolaşıp Ak Parti Fethiye adayının kim olacağı üzerine geldi. Turhan Kovancı ismi ortaya atıldı. Arkadaş hemen itiraz etti : "Turhan Bey iyi adamdır, çalışkandır, tecrübelidir ama Karaçulhalı, köylü. Biz Tuzla mahallesindeki seçmene bunu nasıl anlatırız". Benzer tartışmaları işitiriz, karşı tarafın seçmeninin oyunu alabilmek için ona yakın görünen bir aday bulalım diye arayıp dururlar. 

Kanımızca bu yöntem son derece sakıncalıdır. Bunu anlayabilmek için seçenin siyasi tercihlerinin nasıl oluştuğunu bilmek gerekir. Dünyamız bir değişim geçiriyor. Kapitalizm ve onun ürünü olan emperyalizm git gide güç kaybediyor. Giderek üretim ve ticaretin egemen olduğu, dolar egemenliğinin son bulduğu çok kutuplu bir dünyaya doğru gidiyoruz. Pek tabidir ki Türkiye de bu gelişmeden ayrı kalamayacak. Bir takım sosyal sınıflar gücünü kaybedecek, diğerleri onların yerini alacak.

Tarihimize bakarsak emperyalizmin ülkemize el atması 19 yüzyıl başlarında ilk olarak gerçekleşti. Osmanlı devletinin zayıflığından yararlanan Batılılar borçlandırarak devleti ele geçirdiler. İçeride kendilerine yardımcı olabilecek insanları bulmakta zorlanmadılar. Bir kısım aydın devletin güçsüzleşmesinin tek nedeninin İslam dini olduğu düşüncesindeydi. Onlara göre Batılılara benzersek herşey güllük gülistanlık olacaktı. İşte bu Tanzimat aydınları devleti ele geçirdiler. Yönetimde oldukları için zenginleştiler ve güçlendiler. Giderek Türkiye'de iki ayrı toplumsal sınıf oluştu; yönetici, okur yazar, Batı yanlısı varlıklı sınıf ile bunun karşısındaki milli ve manevi değerlere başlı yoksul Türk halkı.

Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte bu ayrılık daha da derinleşip, kemikleşti. 1923 te toplanan İzmir İktisat Kongresinde kalkınmak için "teşebbüs-ü şahsi" , yani özel teşebbüsün, yani kapitalizmin gerekli olduğu kararı alınmıştı. Ancak bir sorun vardı, Türkiye'de sermaye birikimi oluşmamış, dolayısıyla kapitalizm de gelişmemişti. Bu aşamadan sonra gelişme olasılığı da yoktu. Bu soruna ilginç bir çözüm bulundu, devlete yakın bir kısım şahıslar devlet eliyle zengin edilecek, böylece kapitalizm gelişecekti. Bunun sonunda devlet eliyle beslenmeye alışmış, üretmeyen, yabancıların komisyoncusu, asalak bir kapitalist sınıf ve buna destek olan bir bürokrasi oluştu. 

Bu oluşum 20 yüzyıl sonlarına kadar gücünü korudu. Ancak Türk halkı doğru önderliğin de katkısıyla giderek zenginleşti. Sermaye yavaş yavaş milli ve manevi değerlere bağlı halk çoğunluğunun ve onun içinden çıkan siyasi örgütlerin egemenliğine girdi. İşte şu anda yaşadığımız siyasi çalkantılar bu iki sınıfın arasındaki çatışmadan ileri gelmektedir.

Genellikle kendini CHP ve "sol" örgütlerde temsil eden Batıcı sermaye çevreleri ile geniş bir halk çoğunluğunun bağrından çıkan milli ve yerli sermaye, ki kendisini Cumhur İttifakı çerçevesinde temsil ediyor, bir yarış içindedirler. Batıcılar iki yüz yıldır tutundukları mevzilerini kaybetmemek için, milli sermaye ise yeni mevziler kazanmak için koşup durmaktadır.

Bu arada giderek mevzi kaybeden Batıcı kesim çareyi kendi içine kapanmakta, bir kısım gettolarda savunmaya çekilmekte ve kültürel varlığını her ne bahasına olursa olsun sürdürerek toplum olarak ayakta kalmaya çalışmaktadır. Muhalefete mensup belediyelerin konser, heykel, konferans gibi etkinlikler dışında fazla bir çalışma göstermeyişini de bu nedene bağlamak gerekir.

Bunun en çarpıcı örneğini İstanbul Belediyesinde görmekteyiz. Başkan İmamoğlu "temel atmama töreni" tertip edecek kadar pervasız. Kendisine en çok ihtiyaç duyulan anlarda tatile çıkıyor. Bir insanın bu kadar beceriksiz olacağını düşünmek biraz zor. Bunları bilinçli olarak yapıyor, gerilimi yükselterek kendisine bağlı kitleyi sürekli oyunun içinde tutuyor.

Partilerin aldığı oy oranlarına da bakarsak yıllardır değişmeyen bir oran görüyoruz. CHP ve "sol" müttefikleri %25+%10 bandında sürüklenirken, karşısındaki partiler toplam %60-%65 bandında oy alıyor. Muğla'da ise bu oran tersine dönüyor. Bodrum, Marmaris gibi varlıklı, Batıcı kesimden göç alan ilçelerin de katkısıyla CHP ve yandaşlarının oy oranı %50 leri aşıyor. Cumhur ittifakı ise %40 ları aşmakta zorlanıyor. 

Muğlalı siyasetçiler başta Ak Parti olmak üzere Cumhur ittifakının başarısızlığını yıllardır örgütsel nedenlere başlıyorlar. Onlara göre şu şahıs, bu şahıs kavgası işin özünü oluşturuyor. Evet, olabilir, örgütün başarısızlığı bir katkıdır, ama belirleyici değildir. Şimdi ise başka çözüm bulmuşlar; muhalefetteki siyasetçilere benzer kişileri, hatta o partilere üyelikleri bile halen yürürlükte olan bazılarını yetkili makamlara getirirsek muhalefet Cumhur  ittifakına oy verir diyorlar. Hadi hayırlısı.

DİĞER YAZILARI Bütün Kabahat Müfredatta Mı? 01-01-1970 03:00 Toplu Çılgınlık 01-01-1970 03:00 Seçmen Yeni Seçilen Belediye Yöneticilerinden Ne Bekliyor 01-01-1970 03:00 Filimi Geriye Saralım 01-01-1970 03:00 Seçimleri Kim Kazandı ? 01-01-1970 03:00 Şimdi Ne Olacak ? 01-01-1970 03:00 Hüzünlü Gemi 01-01-1970 03:00 Vatandaş Yasalara Uymuyor, Biz de Yasaları Vatandaşa Uydururuz 01-01-1970 03:00 Fethiye Neden Fethiye Oldu? 01-01-1970 03:00 Bana Göre Hava Hoş 01-01-1970 03:00 Herkes Safını Belirlesin 01-01-1970 03:00 Karamsarlık ve Yılgınlık 01-01-1970 03:00 Tosun Gibi Maşallah 01-01-1970 03:00 Emperyalizmin Dini Yoktur 01-01-1970 03:00 Dönüm Parası 01-01-1970 03:00 Athena 01-01-1970 03:00 Bir Başkadır Fethiye'nin Sonbaharı 01-01-1970 03:00 Ortanın Solu 01-01-1970 03:00 Filistin İsrail Savaşı Nereye? 01-01-1970 03:00 İmama Kızıp Oruç Bozmak 01-01-1970 03:00 Küresel Isınma, Yanlışlar ve Doğrular 01-01-1970 03:00 Müşteri Kızıştırma 01-01-1970 03:00 Besmeleyi Unuttuk 01-01-1970 03:00 Milli Eğitim Faciası Ne Zaman Son Bulacak? 01-01-1970 03:00 Önce Kendimizi Eleştirelim 01-01-1970 03:00 Sesi Çıkmayan Siyasetçiler 01-01-1970 03:00 Rahat Bırakın Kızları 01-01-1970 03:00 Ne Kadar Da Sevinmiştik 01-01-1970 03:00 Türkiye Anadolu'dan Büyüktür (II) 01-01-1970 03:00 Türkiye Anadolu'ya Sığmayacak Kadar Büyüktür 01-01-1970 03:00 Villakondu 01-01-1970 03:00 Bizden Hatırlatması 01-01-1970 03:00 Kültürel Saldırı Altındayız 01-01-1970 03:00 Elbette Bir Bildiği Vardır 01-01-1970 03:00 Sıcaklarda Ne Yapmalıyız 01-01-1970 03:00 Sağlam Giren, Hasta Çıkar 01-01-1970 03:00 Örgüt Yöneticileri Nasıl Olmalı 01-01-1970 03:00 Cenazeyi Taşıyan Başka, Gömen Başka 01-01-1970 03:00 Karasinek mi, Sivrisinek mi? 01-01-1970 03:00 İsimler, İsimler, Yeni İsimler 01-01-1970 03:00 İsimler, İsimler, İsimler... 01-01-1970 03:00 Matematik Ne Diyor? 01-01-1970 03:00 Bu Adamlara Devlet Teslim Edilmez 01-01-1970 03:00 Okçular Tepesinde Ne Oldu 01-01-1970 03:00 Bu Seçim Farklı Seçim 01-01-1970 03:00 Soğanın Cücüğü 01-01-1970 03:00 AHLAKIN FAY HATTI: 01-01-1970 03:00 Müteahhitler Günah Keçisi Oldu 01-01-1970 03:00 Sokak Köpekleri Üzerinden Siyaset 01-01-1970 03:00 Tasarruf Etmeyi Öğrenelim 01-01-1970 03:00