Cuma namazı, İslam dininin Müslümanlara farz kıldığı, haftalık bir ibadet ve bir toplanma vaktidir. İki rekat olarak kılınmasına rağmen, hutbe ile birlikte tamamlanan çok özel bir farzdır. Bu yazımızda, "Cuma namazında hutbe niçin okunur?", "Hutbenin hükmü nedir?" ve "Hutbe okunurken nelere dikkat edilmelidir?" gibi soruları, Kur'an-ı Kerim ayetleri ve Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'in hadis-i şerifleri ışığında ele alacağız.
Hutbe, Arapça'da "hitap etmek" anlamına gelir. Dini bir terim olarak ise, Cuma ve bayram namazlarında, cemaate yönelik olarak imam tarafından irat edilen, içerisinde Allah'a hamd, Peygamber'e salavat, nasihat ve ayetlerin bulunduğu konuşmadır.
Hutbe, sadece bir vaaz veya nasihat değil, aynı zamanda Cuma namazının şartlarından ve onsuz Cuma namazının sahih olmayacağı bir rükündür. Peygamberimiz (s.a.v.) Medine'ye hicret ettiğinden beri Cuma namazını daima bir hutbeyle eda etmiş ve ümmetine de bu şekilde kılmayı öğretmiştir.
Yüce Allah, Kur'an-ı Kerim'de Cuma Suresi'nin 9. ayet-i kerimesinde şöyle buyurmuştur:
"Ey iman edenler! Cuma günü namaz için çağrı yapıldığında, hemen Allah'ın zikrine (namaza ve hutbeye) koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır." (Cuma Suresi, 62:9)
Bu ayet, Cuma günü öğle vaktinde okunan ezan (nida) ile birlikte, dünyevi tüm işleri bırakıp Allah'ın zikrine yönelmeyi emretmektedir. Bu "zikir"den maksat, hem hutbe dinlemek hem de namaz kılmaktır. İslam alimleri, bu emrin hutbeyi de kapsadığı ve onun farz oluşunun bir delili olduğu konusunda ittifak etmişlerdir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) birçok hadis-i şerifinde hutbenin ehemmiyetine işaret etmiştir.
Hutbenin Namazın Bir Parçası Oluşu:
Hz. Abdullah b. Ömer (r.a.) şöyle rivayet etmiştir: "Resulullah (s.a.v.), Cuma namazını iki rekat olarak kıldırırdı. Bundan sonra da ayakta durarak iki hutbe irat ederdi." (Buhari, Müslim)
Bu hadis, hutbenin namazla iç içe ve onun tamamlayıcı bir unsuru olduğunu göstermektedir.
Hutbe Okunurken Konuşmanın Yasak Oluşu:
Ebu Hureyre (r.a.)'den rivayet edildiğine göre, Resulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: "Cuma günü imam hutbe okurken, yanındaki arkadaşına 'sus' dahi demen doğru değildir." (Buhari, Müslim)
Bu hadis, hutbe vaktinin bir dinleme ve öğüt alma vakti olduğunu, dünyevi hiçbir konuşmanın bu ibadete gölge düşürmemesi gerektiğini şiddetle vurgulamaktadır.
Hutbeye Geç Katılanlar İçin Bildirilen Hüküm:
Bir başka hadis-i şerifte ise şöyle buyrulur: "Kim Cuma günü boy abdesti alır, sonra mescide gelir ve kendisi için takdir edilen kadar namaz kılar, sonra da imam hutbeyi bitirinceye kadar susup dinlerse, o Cuma ile diğer Cuma arasında işlenen (küçük) günahları bağışlanır." (Buhari)
Bu hadis, hutbe dinlemenin büyük bir sevap ve günahların bağışlanmasına vesile olduğunu bildirmektedir.
Sessizce Dinlemek: Hutbe okunurken kesinlikle konuşmamak, hatta faydasız bir söz söylememek gerekir. Bu, dinî bir edep ve farz bir hükümdür.
Hutbeye Konsantre Olmak: Hutbeyi anlamaya çalışmak, imamın verdiği mesajları ve nasihatleri kalben ve zihnen algılamak gerekir.
Dua Vakti Olarak Değerlendirmek: Cuma günü, özellikle de hutbe esnasında, icabet vakitlerinden biri olduğu için içten dualar etmek sünnettir.
Hutbe Esnasında Meşgul Olmamak: Telefonla ilgilenmek, bir şeyler yiyip içmek veya uyuklamak gibi davranışlardan kaçınmak gerekir.
Cuma namazı hutbesi, Müslüman toplumunun haftalık olarak dinî ve sosyal açıdan bilgilenmesi, uyarılması ve diriltilmesi için eşsiz bir fırsattır. Sadece bir formalite veya namaz öncesi bir konuşma değil, bizzat namazın bir parçası ve farz olan bir ibadettir. Ayet ve hadislerin ışığında, hutbeyi hakkıyla dinleyip anlamaya çalışmak, her Müslümanın üzerine düşen bir sorumluluktur. Bir sonraki Cuma namazında, hutbeyi bu bilinçle dinleyerek bu büyük ibadetin sevabına ve manevi kazançlarına nail olabiliriz.
SERDAR CEMAL HOCA
Rahmân ve Rahîm: Allah’ın Esmâü’l-Hüsnâ’sından İki Büyük Merhamet Kapısı
Serapla Tatlı Sert
“Yeni Prenslerin Fermanı”
YUSUF POLAT
Zirveye daha da zirveye
Cemal Demirtaş
BODRUM BELEDİYESİNİN ŞEZLONGLARI
AKIN TEZEL
Bir Garip Saldırı
ERHAN DARGEÇİT
TBMM kapanmamalıdır
Hakan'ın Kalemin'den
Sevgili Dostlar...
DR.İSMAİL TEKPINAR