CUMHURBAŞKANIMIZIN DERDİNİ BİLEN KİM ?

Recep Tayyip Erdoğan.
Bedel ödeye ödeye, basamakları çıkmış bir Lider.
Yenilgi üstüne yenilgi ile gelen bir iktidar.
Ömrünün çocukluk yıllarını çıkın, geri kalan yıllarının tamamı mücadele ile geçti.
Daha ilk günden bu yana, hak, adalet, millet, devlet, ümmet, ecdat, itikat, ibadet, edep, ahlak, şuur, hakkaniyet ilkelerini, değişmez ve değiştirilmesi asla müsaade edilmez Rabbani Kanunlara uygun ve tam bir itaat ile şekillendirme gayretinde olan bir İsim.
Mücadelesi sadece iktidara gelene dek olan, iktidarda sefasını süren biri asla olmadı.
Tam tersi.
İktidara gelene dek verdiği mücadele, iktidarda iken kat be kat artan bir Lider.
İktidara gelene dek uyku saati, iktidarda iken belki de yarıya inen..
İktidara gelene dek, amaç iktidar olmakla sınırlı iken, iktidardaki sınır, sınırları aşan bir sorumluluğa yükselen...
Bosna'dan, Tibet'e, Mogadişu'dan, Hartum'a, Açe'den, Şam'a uzanan, sınırları çizili olmayan bir gönül coğrafyasının, kendiliğinden büyümeye devam eden bir sorumluluk coğrafyasının liderliği...
Ülkeler arasındaki ihtilaları bir orkestra şefi gibi yöneterek bitiren..
Savaşları sona erdiren..
Türkiye'yi sıradan bir ülkeden, Himayedar bir ülkeye dönüştüren..
Tarih sayfalarında sıradan bir figür halinden, tarih yazan hale getiren..
Dostlarına güven veren..
Bütün dünyanın korku içinde sustuğu katil israile gözünün içine baka baka katil diyebilen tek Lider.. 

Diyor ki Recep Tayyip Erdoğan ;
Üniversitelerdeki ikna odalarını kaldırdık.
Diyor ki Recep Tayyip Erdoğan ; Okullardaki baş örtüsü zulmüne son verdik.
Diyor ki Recep Tayyip Erdoğan; Ayasofya'yı Tarihin bize yüklediği sorumlulukla Ayasofya-yı Kebir Camii haline yeniden kavuşturduk.. 

Recep Tayyip Erdoğan'ın her konuşmasını, hiç kaçırmayan öyle bir kitle var ki. Kahvede, evde, mahalle bakkalında, yol kenarında, yolda seyir halinde...
Milletin an be an gözünün kulağının Recep Tayyip Erdoğan'da olduğu muazzam bir kitleden bahsediyorum. Her adımında hiç baskı olmadan, tazyik olmadan, taa gönülden, kalpten gelen bir sesle " Allah Seni başımızdan eksik etmesin " demekten alamayan..
Az buz değil sakın ha..
Milyonlarca milyonlar..
Nelerle uğraşıyor diye hayıflanan..
Evet..
Temel sağlam.
Temel her daim sağlamdır. 
Bu sağlam temeli oluşturan azla yetinen, bir selama, bir musafahaya, bir gülüşe, bir kelimeye razı olanlar var ya. 

Bir Recep Tayyip Erdoğan'a bakıyorlar, yalnızım dediğinde içlerinden " BEN VARIM YA REİS " diye haykıranlar. Sanki duydu sesini.
Onun derdi sanki duyurmak mı?
Safını, tarafını belli etmek, teyid ve tasdik etmek olanın, sesini duyurma gibi bir derdi mi olurmuş ki?
Olmaz elbette.
Üstüne bomba yağdırmaya gelen uçağa, taş attıran imanı kim sorgulayabilir ki?
Hiç kimse...
Millet Liderine öyle bağlı ki. Hani üzerine toz konmasına bile razı değil.

Allah Seni Başımızdan Eksik Etmesin Reis..!
Bir Reise bakıyor, bir de... 

Allah Başımızdan eksik etmesin de bunlarla mı deyiveriyor ardından..
Millet "İşte Komutan" derken, "Nerde Komutanın temsilcileri" diyor..
Komutanı temsil edenleri görüverince.. 

Elinde Kitap, dilinde niyaz,  kalbinde iman bir Reis.. 
Tam anlamıyla kefeni ile dolaşan bir Lideri temsil edenlerin, baş örtüsü, Ayasofya, İmam Hatipler, ikna odaları gibi bir derdi neden yok deyiveriyor.
Hergün o müdür, bu amir çelenk, çiçek, kutu kutu şeker, lokum yapanların Reis’in yol arkadaşları olduğunu hatırlayınca..
Can sıkıcı biliyorum.
Milim milim kazanılan bir davanın, metre metre harcanması asıl mesele.
Allah Seni başımızdan eksik etmesin sözünün tecelli etmesi için gece-gündüz demeden, dağ-bayır demeden, kar-kış demeden yürüyen değil, koşan bir teşkilatın olması gerekmez mi?
Günler günleri, haftalar haftaları, aylar ayları, yıllar yılları kovalıyor. Bir bakmışsın seçim yine kapıda.
Heybede ne var diye bakınca? 

Recep Tayyip Erdoğan'ın davasını bihakkın temsil etmek en mühim mesele. Temsil yetkisi alanların herşeyden evvel bunu idrak eden insanlardan seçilmiş olması.
Bu milletin aslî unsurlarının değerleri, hassasiyetleri, dertleridir aslolan.
Burada son derece ciddi sıkıntı var. Recep Tayyip Erdoğan ve Davasının ne olduğunu bilmeyen, hatta duymayan, hatta tam aksini savunan ve söyleyen, hatta hiç umurunda olmayan kişilerin Recep Tayyip Erdoğan'ı temsil ettiğini görmek kadar içler acısı başka bir durum olabilir mi? 
Gönüller yapmaya gelenleri görememek.
Teşkilattakilerin beyni bomboş. 
Adam ilçe Başkanı olmuş, il başkanı olmuş, koltuğundan kalkmıyor ki. Varsa yoksa şu geldi ziyaret, bu geldi ziyaret, şu müdüre ziyaret, bu maça gittik, çorbacıya gittik, katılım da katılım sağladıkla geçen günler, haftalar aylar...
Recep Tayyip Erdoğan'ı temsil edenlerin, çiçekle, yemekle geçirecek vakitleri nasıl olabilir ki?
Recep Tayyip Erdoğan'ı temsil eden kişinin ilk açıklaması kimse çiçek, çelenk, çikolata getirmesin, vaktimiz işimizden az demesi gerekirken, aylar süren kutlama ziyaretleri..
Peki siz Köylüye, asıl olana ne zaman gideceksiniz?
Hiçbir zaman...!
İl binasına gelen vatandaş Birgül Teyzenin yüzüne bakılmıyor. Kimin kimin adamı olduğunu kimse bilmiyor. Ama Recep Tayyip Erdoğan'ın adamı olmadığını herkes biliyor. Herkes birine sırtını yaslarsa orada ehliyet, liyakattan bahsedilebilir mi?
Kervan 2002 de yola çıkmıştır. Yolda bu Kervana elbette niceleri dahil olmuştur. Dahil olanlar bu kervana birşeyler de katmıştır. Bu, kervanın güvenilirliği, ciddiyeti, gücü ile dosdoğru orantılı bir durumdur. 
Kervanla yola çıkanlar arasında da, sonradan katılanlar arasında da çatlaklar, çürükler olagelmiştir. Zaman içerisinde kimileri acil iniş yapmış, kimilerini Kervan dışarı fırlatmıştır. Gözü makamdan başka hiçbir şeyi görmeyenler de olmuştur. Onlar da ilk handa, ilk durakta inmiş, kaybolup gitmişlerdir. İsimleri, esameleri dahi kalmamıştır.
Kervan, hiç bir zaman yolundan beri durmamıştır.
Yola çıkarken çizdiği yol haritası ve düstur hiçbir şekilde değişmediği için kervan hala yoluna devam etmektedir. Kervan, düstur ve nizamına müdahaleyi hiçbir zaman kabul etmemiş, bunun bozulmasına müsaade etmemiştir.
Kervan, girdiği kabın şeklini almamış, girdiği kaba şeklini vermiştir çünkü.
Bu sebeple de dimdik ayaktadır, yolundadır.
Aynı şekilde devam etmesinin zorlukları her geçen gün daha da artarken, Kervan, yoldaki başka Kervanlara benzemeye doğru giderse, farkı ne olacak ki? Kervanın amacı, başkalarına benzemek olsa idi, bunu 22 yıl durmadan yola devam etmesi mümkün olabilir miydi?
Gençlik Kolları Genel Başkanı ve Ekibi, göreve gelişini barda, lokantada kutlamadı. Tam kadro Sabah Namazına Hacı Bayram-ı Veli Camiine giderek şükür ve dua ile başladı. Diyorsun ki ; Hamd olsun..
Yukarıda zaten aslî değerler ve Temel kriterler açısından bir durum yok. Sıkıntı yerelde.
Yolu ve yönü 2002 ruhuyla asla örtüşmeyenlerin dolduğu teşkilatlarda asıl sıkıntı. 
Kervana yolda dahil olanların içinde AK Parti davası ile, AK Parti ruhu ile, AK Parti'nin hem teşkilat, hem de iktidar olarak cihanda verdiği mücadele ile, Recep Tayyip Erdoğan'ın yüklendiği yükün ehemmiyeti ve sorumluluğu ile uzaktan yakından alakası olmayanların bulunması, bunlara prim üstüne primler verilerek, güçlerine güç katmaları, AK Parti'ye zerre kadar fayda sağlamayacaktır. Bu son derece tehlikeli bir durumdur. Millet bir Recep Tayyip Erdoğan'a, bir de teşkilata bakınca ne yapacağını, ne diyeceğini bilmez hale gelmektedir.
Recep Tayyip Erdoğan'a sahip çıkalım da, ya bunları ne yapacağız noktasında verilecek cevap yoktur.
Recep Tayyip Erdoğan'ın davasını ve omzundaki yükün ağırlığını anlamayanların AK Parti'yi temsil etmeleri nasıl mümkün olabilir ki? Recep Tayyip Erdoğan'a gece gündüz dua edenler, bir de bunlara bakınca, uğradıkları hayal kırıklığının vebali?
Kırılma noktası..
Çok ama çok mühim..
Mavi Vatanın manasını,
Ayadofya'nın ne demek olduğunu bilmeyenler,nasıl Recep Tayyip Erdoğan'ı temsil edebilirler ki?
Rakı sofralarında yapılan pazarlıklarla toplananlar Recep Tayyip Erdoğan'ı nasıl temsil edebilir ki?
Borç batağından kurtulamayanların son hamleleri neden Recep Tayyip Erdoğan'ı temsil etmek olsun ki?
AK Parti bitmiş, siz daha neyi anlamıyorsunuz diyebilecek kadar davadan uzak, birilerinin değirmenine su taşımak için seçilenler Recep Tayyip Erdoğan'ı nasıl temsil edebilirler ki?
Parti rozeti ile davalara girenler, isimlerinin önündeki title ile erkanı Devlet ile resim çektirenler Recep Tayyip Erdoğan'ı temsil edebilir mi?
Seçimlerde bir saniye bile çalışmayanlar, hangi gerekçe ile Recep Tayyip Erdoğan'ı temsile LAYIK! görülebilirler?
Hele.  Bir Marmaris yemeği var ki...
Sıra ona da gelecek...
Say say....
Cümle bitince başlar asıl konuşma... 

Cümle bitince başlar okuma... 

Kitap bitince başlar kitap… 

Kitap bitince biten kitap, 

hitap etmemiş demektir okuyucuya: 

Seslenememiş. 

Ses verememiş. 

Ses olamamışlar dava temsilcisi olamazlar.
Umutları olmayanlarla yola çıkılmaz.
Ufuksuzlarla yol alınamaz.
Ufuksuzlar asla yol da olamaz.. 

Yusuf Kaplan Hocamız'ın beyinlere kazınması mecburi olan bir sözü vardır;
Bu toplumun yegâne ortak paydası İslâm'dır. İslâm'ın dışında ortak payda aramak hüsrandır.
Recep Tayyip Erdoğan'ı temsil edenlerde bu payda olmak zorundadır. İslam dışında bir ortak payda, menfaat, hürmet, itaat.. Ne varsa hepsi çöptür çöp..
Bugün galipleri, muhakkak yarının mutlak mağluplarıdırlar. 
Biz diyoruz ki; Mağlup olacağınız muhakkak. İmhal olunsa da asla ihmal olunmaz.
Malesef son pişmanlık da fayda vermez.
Der; 

#SöylerimGeçerim