AK PARTİ MİLAS VE BODRUM

AK Parti ' nin bir misyonu vardır. Bir duruşu, bir amacı vardır.
Hep söyledik bir daha söyleyelim; 
AK Parti kurulurken yazılan Parti Anayasası olan Tüzüğünde kendisini Muhafazakar Ve Demokrat bir Parti olduğunu deklare etmiştir.

Milli ve manevi değerlere saygı, topluma örnek olacak davranışlar sergilemek.. Bunu elbette teşkilatları ile yapar. 
Recep Tayyip Erdoğan'ın kim olduğunu bilmeyen, O'nu tanımayan, O'nun hareketlerini tahlil edemeyen, O'nun duruşunu tasdik etmeyen birinin teşkilatta olması düşünülebilir mi?
Malesef...

Öyle ters hareketler görüyoruz ki...
AK Parti siyaseti ve misyonu yerle bir ediliyor. Parti Anayasasında yazılı olanlara karşı geliniyor. 
Peki millete bunu nasıl anlatacağız ki?

Akşam televizyonunu açtığında 
"Göklerden Gelen Bir Karar Vardır." diyen Recep Tayyip Erdoğan'ı dinleyen amcam, az sonra sosyal medyada, aynı Recep Tayyip Erdoğan'ın Bodrum'da ilçe yönetimindeki temsilcisinin rakı sonrasındaki halini gördüğünde...

Ne cevap verebiliriz ki?

İstanbul Sözleşmesi aile kurumunu yok etmeye yöneliktir diyerek kaldıran Recep Tayyip Erdoğan'ın, Bodrum Belediye Meclis üyesinin üstüne basa basa İstanbul Sözleşmesine canı gönülden katıldığını duyduğunda?

Aşkınan koşan yorulmaz diyen Recep Tayyip Erdoğan'ın, 
Chp li Ahmet Aras'ı Havalimanında karşılamaya gidip, " Ahmet Aras'a sonuna kadar destek vereceğim" diyen birinin Meclis üyesi olduğunu gördüğünde? Hangi yöne koşuyor ki? 2023 Mart Yerel seçimleri boşuna kaybedilmedi. Ama malesef hala birileri, kendisini neden göklere çıkardığının farkına bile varmadan, günah keçilerini başka yerlerde arıyor. Aramayın; En yakınınıda oturanlardır bu seçimi kaybettirenler. Elbette en başta kendileri. Bugün hala vazgeçilenilecekler listesi ile, vazgeçilemeyecekler arasındaki savaşla karşı karşıyayız. Vazgeçilmeyecekler listesinde olanlar 31 Martta seçimi kaybedenler. Vazgeçilmez olanlar, AK Parti ' yi Muğla'da bu hale düşürenler. İlçeleri değiştirirken dizinin dibinden ayrılmayanlar. Borçlarını bir çırpıda ödey/t/iverenler. Ne mümkün vazgeçmek.
Hayır...
Vazgeçilenler kimler? Kendilerini çok iyi biliyorlar.
Bir de bir üstü var bunun.
Vazgeçilemeyenlerden vazgeçmeyenlerden de vazgeçiliyor....
Son perde bu olacak inşallah. Az ihmal oldu diye ye'se kapılmaya gerek yok. Varsın bazıları bi çiğnem sakıza koşar adım yalpa yapıversin. Bu da lazım ki. Herkes samimi kalacak değil ya. Havuzbaşı cazibesine kapılanlar da olacak.
Tam bu arada, Şadi Pirci'yi anmak istiyorum. Ayakta alkışlamak lazım Şadi Pirci'yi.. Bizim acı bir tecrübe ile yeni gördüğümüzü o 23 sene evvel görmüş. Yani Şadi Pirci bizden 23 yıl ileride.
Senden bi halt olmaz lafını patdadanak söylemek herkesin harcı olmasa gerek...
---
Devam...
Ya saldım çayıra misali, cağ kebabı partisi düzenleyen bir ilçe başkanını gördüğünde?

Hele, aynı Bodrum ilçe başkanı, Bodrum'u üçüncü dünya ülkesindeki herhangi bir şehirden daha berbat hale getiren malum zihniyetin belediye başkanı ile meydanlarda, çöken, biten turizm için kerimoğlu oynadığında?

Aynı ilçe başkanı masasından Partili hanımları kovduğunda?

Bodrum ilçe Başkanı Bodrum'da kaç mahalle var biliyormudur sizce?
Peki Bodrum ilçe başkanı kaç mahalle başkanının olduğunu?
Kaç mahallede hala mahalle başkanı olmadığını?
Mahalle başkanları hala mahalle başkanı mı değil mi ondan bile habersizler. Çünkü kimse onları arayıp sormuyor ki. Bir kere toplayıp hal hatır soran zaten yok. Varsa yoksa cağ kebabı yiyip poz vermek...
Bu mu yani?

Ama Tamer Mandalinci ile zeybek oynamayı iyi biliyor değil mi?

Seçmen, sıradan bir eve girerken dahi ayakkabısını çıkarıp, sağ ayağı ile eşiği geçen, geçerken Besmele çeken Recep Tayyip Erdoğan'a bakıyor, bir de pabucuyla milletin evine dalan bir İl başkanına.!

Türkiye laiktir laik kalacak değil mi beyler?

Kim zarar veriyor?

Beterin de beteri vardır. Allah daha beterinden korusun...

Gelelim Milas'a.

Milas patır patır dökülüyor. Neresi dökülmüyor diyeceksiniz biliyorum.

Milas İlçe yürütme kurulu üyesi Gürel Karakaş önce yürütmeden alınıyor, ardından kesin ihraç istemiyle disipline veriliyor.  Vay vay...

AK Parti Milas İlçe Yönetim Kurulu üyesi Mehmet Akif Baran, zehir zemberek bir açıklama yaparak istifa ettiğini duyuruyor.
Açıklaması aynen şöyle;

"Bununla birlikte son zamanlarda Parti teşkilatımız içerisinde liyakat ilkesinden uzak yaklaşımlar, emeğe ve sadakate değer vermeyen uygulamalar nedeni ile, içtenlikle bağlı olduğum bu yapının içinde görev yapmanın vijdani olarak beni zorlandığını belirtmek durumundayım.."

Bu sebeple AK Parti Milas İlçe yönetim kurulu üyeliğinden istifa ediyorum..

Hemen akabinde, Milas AK Parti'de ikinci bir depremin haberini okuyoruz. Bu defa açıklama yapan AK Parti Milas Kadın Kolları Başkanı.
AK Parti Milas İlçe Kadın Kolları Başkanı Münevver Baran aynen şu ifadeleri kullanarak istifa ettiğini duyuruyor;

"Emek verenlerin dışlanmasının ve Partiye gönül vermiş kişilerin sesinin duyulmamasının dikkat çekici bir sorun.."

Her iki istifada emeğin nasıl zayi edildiği özellikle vurgulanıyor. Daha bir yılı bırakın, altı ayını doldurmayan teşkilatların hali açıkça ortada. Liyakat yok diyor yönetim kurulu üyesi. Dışlanma var diyor kadın kolları başkanı.
Bununla kalsa yine iyi. 

Mustafa Tunç yazmış.. 
Aynı ilçenin İlçe başkanı çıkıyor Devlet Hastanesinde otorite boşluğu var diyor. Söyleyen AK Parti Milas İlçe başkanı. Şikayet ettiği kişi, kendi iktidarının bakanlık bürokratı. Hayırdır? AK Parti Milas İlçe yönetiminde kaç kişi var Hastanede görevli? 
Bu kadar deprem yaşanırken, ilçe başkanı hastanede otorite boşluğu var diyor. Hedef saptırmıyorsa, başka bir şey var demektir. AK Parti Milas İlçe başkanlığında otorite var mı diye sormak lazım kendisine...

 AK Parti günden güne Muğla'da kan kaybetmeye devam ediyor. Bu kan kaybı yaşanırken, sessiz kalıp kıs kıs gülenlerin olmadığını var saymak mümkün mü? Elbette değil. Lakin burada mühim olan konu, bunca sıkıntı varken, özellikle Genel Merkez'in tavrı herkesin en çok merak ettiği konu. Genel Merkez bunları görmüyor mu? Görmemesi mümkün mü? Gördüğü halde sessiz kalıyorsa demek ki halinden memnun. Demek ki yerelin ne düşündüğünün önemi yok. Demek ki başkalarının söylediği daha makbul..Ne gerek var o halde feveran etmeye.. 
Evet.. Yerelde yükselen sesler ve sorular bunlar. 
Ben aksini düşünüyorum. Genel Merkez herşeyin farkında. Kongreleri yapılmış teşkilatlar var karşısında. Birilerine sehven değilse bile kerhen yürü denmiş ise bunun sonunun olmayacağını düşünmek mümkün değil. Elbette bunlar için çok ama çok ciddi çalışmalar yapıyorlardır. Muğla'daki sıkıntıları görmemeleri mümkün değil. Vebal altında olduklarını da gayet iyi bilirler. Lakin bu işlerin öyle pat diye oluvereceğini zannetmek sadece nefsi olur. Ben şahsen Genel Merkezin hiçbir detayı atlamadığını düşünüyorum. Elbette burada AK Parti ' ye gönülden bağlı olan herkesin, hiç çekinmeden, bıkmadan, usanmadan, olduğu gibi, objektif bir şekilde, detaylıca her konuyu Teşkilat Başkanı başta olmak üzere, Genel Merkez birimlerine iletmesi çok mühimdir. Durmadan, bıkmadan her detayı göndermek gerekir. Bu da vebaldir çünkü. 
Bu kadar dağınık, bu kadar milletten kopuk, bu kadar AK Parti ile alakası olmayan, Recep Tayyip Erdoğan'a hiç benzemeyen insanların elindeki teşkilatla Muğla'da hangi seçimden, hangi zaferden bahsedebiliriz ki? Mümkün değildir.
Tam da bu sebepten dolayı herkesin elini taşın altına koyarak münferiden Genel Merkez birimlerine tek tek konuları ve sıkıntıları aktarması gerekir. Biz üzerimize düşeni yapmakla mükellefiz. Gerisi onların işi çünkü.

Bodrum içler acısı durumda. Milas zaten hep öyleydi. Milas'ta daha seçimin hemen ertesinde, Orman İşletme'nin lokantasında "AK PARTİ BİTTİ" diyenlerin nasıl da ödüllendirildiğini kim unuttu ki? Fethiye'yi söylemeye gerek var mı bilmiyorum. Rezilliğin bini bir para. İl teşkilatı ha keza öyle.
Netice itibariyle Muğla'nın baştan sona tek tek değiştirilmesi zaruridir. Öyle yönetimlerden bir kaç kişiyi azletmekle düzelmez. Partinin kapısından içeri girmesi bile sakıncalı insanlardan ACİLEN vazgeçilmezse, bu dava yürümez.

AK Parti Muğla teşkilatlarını bu hale getirenlere artık Vefa borcu diyerek sessiz kalınmaması gerekir. Vefa borcu kişilere değil, millete vardır. İlk defa rica ediyoruz; Muğla'yı bu hale sokanları lütfen Muğla'dan alın artık. Hiç bir şey yapmayacaksınız bile, bari en azından bir plaka öteye yollayın..

AK Parti Cumhurbaşkanı seçimleri başta olmak üzere, iktidarda kalmaya devam devam etmek istiyorsa, önce 2002 ruhuna uygun kadroları oluşturması şarttır. Yolda bulunanlara tanınan sürenin sonuna gelinmesi şarttır. Çünkü onların bu Parti ile, dava ile, Recep Tayyip Erdoğan'ın misyonu ile uzaktan yakından alakaları yoktur. Bunu biz görüyoruz. Genel Merkez de acilen görmesi gerekir.
Değilse kaçan balık büyük olacak vesselam..

#SöylerimGeçerim