Mtürk Tv’de yayınlanan Gülyüz’ün Gözüyle programına konuk olan motosiklet ileri sürüş teknik eğitmeni Atilla Hakan Şen, motosiklet kültürü, güvenli sürüş ve trafikte farkındalık konularında dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
Aslen Sinoplu olduğunu belirten Atilla Hakan Şen, mesleği gereği Türkiye’nin pek çok farklı ilinde bulunduğunu söyledi. Motosiklete olan ilgisinin ailesinden geldiğini ifade eden Şen, “Bu, ben doğmadan başlayan bir şeydi. Babam ve dedem gençken motosiklet kullanıyordu, annem de öyle. Bu sevda bize de oradan geçti,” dedi. Şen, ailesinde motosiklet kullanan çok sayıda genç olduğunu da vurguladı.
İleri sürüş tekniklerinin önemine değinen Şen, eğitimlerin temel sürüş becerilerinden çok daha fazlasını kapsadığını belirtti. “Bizim insanlara trafiğe kapalı alanlarda önce temel hakimiyet dediğimiz, motosikletin nasıl kullanılacağından üzerinde nasıl oturulacağına kadar her detayı içeren teknikleri öğretiyoruz,” diyen Şen, eğitimlerin ilk 1,5 – 2 saatinin motosikletin başında bilgi aktarmakla geçtiğini söyledi.
Kazalarda koruyucu ekipmanın hayati önem taşıdığına dikkat çeken Şen, “Motora binmeden önce ekipman olması gerekiyor. Motosiklet kullanıcıları için özel olarak üretilmiş koruyucu ekipmanlar var. Kask, sadece ceza yememek için değil, hayat kurtarmak için takılmalı,” ifadelerini kullandı. Kaskların güvenlik sertifikalı olması gerektiğini vurgulayan Şen, “Kazalarda ilk darbeyi kafa alır, ardından çene kısmı darbe alabilir. Kask sizi ölümden korumaz ama büyük kazalarda yüzde 90 oranında hasar almanızı engeller,” dedi.
Motosikletin yalnızca bir araç değil, fizik ve matematik kurallarıyla ilerleyen bir sistem olduğunu dile getiren Şen, “İsterseniz 30 yıldır motosiklet sürün, güvenli sürüş eğitimi almadıysanız çok şanslısınız demektir,” dedi. Özellikle kuryelerin büyük risk altında olduğuna dikkat çeken Şen, “Ne kadar çok kilometre, o kadar çok risk. Dinç kalmak ve refleksleri güçlü tutmak gerekiyor. Biz eğitimlerimizde önce insanlara bakmayı öğretiyoruz. Motosiklet nereye bakarsanız oraya gider,” sözleriyle eğitimin temelini açıkladı.
Eğitimlerin amacı, düşmemeyi veya düştüğünüzde nasıl hayatta kalacağınızı öğretmek. Beyin, teknikleri öğrendikten sonra otomatik olarak kendini koruyor. Kaza anında yapılması gereken tek şey motordan ayrılmak. Motorla sürükleniyorsanız, itin onu. Bu tarz eğitimler zorunlu hâle gelmeli,” diyen Şen, mevcut mevzuattaki motosiklet eğitimlerinin yetersiz olduğunu belirtti. Daha önce birkaç defa bakanlığa bu konuda proje sunduğunu belirten Şen, özellikle Fethiye'de sık yaşanan motosiklet kazalarına dikkat çekti. “15-16 yaşındaki çocuğa 250 cc’lik motor verilmez. Daha çocuk, o motora nasıl binileceğini bilmiyor,” diyerek genç sürücüler için önlem çağrısı yaptı.
Marifetin hızlı gitmekte değil, yavaş ve kontrollü sürebilmekte olduğunu ifade eden Şen, “Kendini ve başkalarını koruyabilmektir asıl mesele. Şehir dışında çok rastlıyorum, herkes yarış içinde. Gençlerimiz trafikte yarışıyor. Herkes birbirine dikkat etsin,” dedi.
Trafik güvenliğinin sağlanması için hız yapılabilecek alanların oluşturulması gerektiğini belirten Şen, “Bir yarış pisti yapılabilir. Gençler ve çocuklar enerjilerini orada atsın. O zaman şehir içinde hız yapma gereği duymazlar,” dedi.
Motosikletin bireysel ve kişisel bir araç olduğunu vurgulayan Şen, “Eğitim almışsanız, hakimiyet sizdedir. Motosiklet siz ne isterseniz onu yapar. Burada tehlikeli olan motosiklet değil, onu yanlış kullanan kişidir,” ifadelerini kullandı.
Kazaların büyük çoğunluğunun eğitimle önlenebileceğini belirten Şen, “Biraz egoyu bırakın ve eğitim alın. Hız kazaları kolaylıkla önlenebilir,” diyerek çağrısını yineledi. Trafikte sabırlı ve saygılı olunması gerektiğini vurgulayan Şen, “Motosiklet bir yaşam tarzıdır, aşktır. Ne kadar haklı olursanız olun trafikte kavga etmeyin. Özür dileyin, yolunuza bakın. Bir milyonun üzerinde motosikletli kurye var bu ülkede. Sakin, planlı ve saygılı bir trafik kültürü inşa etmeliyiz,” dedi.
Son olarak motosikletli dostlara seslenen Atilla Hakan Şen, “Saygı beklemeden önce saygı gösterin,” sözleriyle motosiklet kültüründe empati ve sorumluluğun önemini hatırlattı.
