Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından afetlere karşı dirençli kentler
oluşturmak ve afet sonrası süreçlerin etkin yönetimini sağlamak amacıyla
düzenlenen'Kıyı Ege’de Deprem Gerçeği ve Afet Yönetimi Çalıştayı üç
gün süren kapsamlı oturumların ardından tamamlandı.
Bölgenin jeolojik yapısı, depremselliği ve afet yönetimi stratejileri üzerine
önemli başlıkların ele alındığı çalıştay, Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla
Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın açılış konuşmasıyla başladı.
Türkiye’nin farklı üniversitelerinden alanında uzman bilim insanları, yerel
yöneticiler, afet yönetimi uzmanları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri
çalıştayda yer aldı.
Deprem gerçeğiyle yaşayan bir coğrafyada yer alan Kıyı Ege’nin depremlere
karşı daha dirençli hale getirilmesi için atılacak adımların detaylıca tartışıldığı
çalıştayda, deprem öncesi hazırlık, afet anı yönetimi ve afet sonrası iyileştirme
süreçlerine dair beş ana başlık altında çözüm önerileri geliştirildi.
“Kıyı Ege’de Deprem Riskine Karşı Kapsamlı Yol Haritası Belirlendi
Kıyı Ege’de Deprem Gerçeği ve Afet Yönetimi Çalıştayı' Kıyı Ege’nin
depremselliğini tüm boyutlarıyla ele alarak; Jeolojik risklerin belirlenmesi,
kentsel alanların güvenliğinin artırılması, yönetimsel yapının güçlendirilmesi ve
toplumsal farkındalığın artırılması konularında kapsamlı çözüm önerileri sundu.
Depreme Dirençli Altyapı İçin Stratejik Çözümler ve Teknolojik
Yaklaşımlar
Altyapı Unsurlarının Deprem Etkisi Altındaki Davranışları Sonuç
Bildirgesi’nde, altyapının depreme karşı hazırlıklı olması için: Güçlü yönetim
yapıları, Coğrafi Bilgi Sistemleri (CBS) tabanlı veri entegrasyonu, çevresel
koruma, stratejik rezerv alanlarının belirlenmesi ve yapay zeka destekli izleme
sistemlerinin geliştirilmesi önerildi.
Ayrıca, kimyasal ve zehirli atık sızıntı risklerinin azaltılması, asbest içeren
yapıların bertaraf edilmesi ve biyoçeşitliliğin korunması konularına vurgu
yapıldı. Deprem sonrası alternatif ulaşım güzergahlarının planlanması ve altyapı
tesislerinin depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiği belirtildi.
Muğla’yı Depreme Dirençli Kent Yapma Yolunda Stratejik Çözümler
Bu oturumda, Muğla’nın depreme karşı daha dirençli hale getirilmesi ve afet
sonrası sürecin etkin yönetimi için çözüm önerileri tartışıldı. Şu başlıklar öne
çıktı: Mobil baz istasyonlarının güvenli konumlandırılması. Deniz ve kara yolu
ağlarının planlanması, kritik binalara erişimin sağlanması. Afet sonrası sağlık
hizmetlerinin desteklenmesi, geçici barınma alanlarının kontrolü. Kırılgan
gruplar için veri toplanması, destek ekiplerinin oluşturulması ve psikolojik ilk
yardım eğitimi.
Ayrıca, jeoloji ve diri fay haritalarının güncellenmesi, tsunami tehlike
modellerinin oluşturulması ve enerji altyapısının yenilenmesi gerektiği belirtildi.
“Depremin Değil, İhmalin Öldürdüğü Gerçeği: Afet Yönetiminde Hukuki
Düzenleme ve İş Birliği Şart
Hukuki Süreç Atölyesi’nde, “Depremin değil, binaların insanları öldürdüğü”
gerçeği öne çıkarıldı. Denetimsizlik ve usulsüz yapılaşmanın depremin
yıkıcılığını artırdığı vurgulandı. Afet yönetimi için yeni ve bütüncül bir kanunun
gerekliliği üzerinde duruldu. Depremin öngörülebilirliği nedeniyle mücbir sebep
sayılamayacağı ve yerel-merkezi yönetim iş birliğinin yasal olarak
sağlanmasının zorunlu olduğu belirtildi.
“Muğla’da Deprem Riskine Karşı Yapı Envanteri ve Güçlendirme Planı
Mevcut Yapı Stoku, Güçlendirme ve Yerinde Dönüşüm Oturumu raporuna göre:
Muğla’daki yapı stokunun güncellenmesi ve riskli yapıların tespiti için kapsamlı
yapı envanteri çalışmaları yürütülmesi gerektiğinin altı çizildi. 2000 yılı
öncesinde yapılan binalara öncelik verilerek, güçlendirme projeleri
hızlandırılması, bina etiketleme sistemi geliştirilerek periyodik denetimler
yapılması, uzman komisyonlar kurularak güçlendirme projelerinin hızlı ve etkin
bir şekilde uygulanması önerildi.
“Afetlere Karşı Güçlü Kurumsal Yapı İçin Stratejik Adımlar Belirlendi
Çalıştayın sonunda, kurumsal yapının güçlendirilmesi için şu adımların atılması
gerektiği vurgulandı: Belediyelerde Afet İşleri Başkanlığı ve Kentsel Dönüşüm
Daire Başkanlığı kurulması. İtfaiye birimlerinin, deprem ve diğer afetlere karşı
müdahale kapasitelerinin artırılması. AFAD ve uluslararası kuruluşlarla iş birliği
yapılması. TÜBİTAK, Dünya Bankası ve Avrupa Birliği fonlarının afet
araştırmalarında kullanılması.
Başkan Aras: “Çalıştaydan Çıkan Raporların Tozlu Raflarda
Unutulmasına İzin Vermeyeceğiz”
Başkan Aras, çalıştayın çıktılarını tozlu raflarda unutulmasına izin
vermeyeceklerini söyleyerek çalıştay hakkında açıklamalarda bulundu: “Kıyı
Ege’nin depremselliği ve afet yönetimi, hepimizin sorumluluğunda olan hayati
bir meseledir. Üç gün süren bu çalıştayda, alanında uzman isimlerle birlikte
afetlere karşı dirençli kentler oluşturmak ve afet sonrası süreçlerin etkin
yönetimi için önemli çözüm önerileri geliştirdik. Bu çalıştayı tamamen eyleme
geçmek amacıyla düzenliyoruz. Çalıştay sonrasında oluşturulacak eylem planı
kapsamında, belediye, AFAD ve üniversite gibi ilgili tüm kurumlara
sorumluluklarını hatırlatacağız. Çalıştaydan elde edilen çıktıları takip etmek için
bir izleme grubu kuracağız. Bu çalıştayın raporlarının tozlu raflarda
unutulmasına asla izin vermeyeceğiz.”
Başkan Aras: “Deprem Değil, İhmal ve Denetimsizlik Öldürür”
“Artık hepimiz biliyoruz ki; deprem değil, ihmal ve denetimsizlik insanları
öldürür. Bu gerçeği unutmadan, yapı stokumuzun güçlendirilmesi, yerinde
dönüşüm stratejilerinin uygulanması ve altyapımızın depreme karşı dirençli hale
getirilmesi için çalışmalarımızı hızla sürdüreceğiz.
Yerel ve merkezi yönetimler arasında güçlü bir iş birliği oluşturarak, kültürel
mirasımızı koruyan, ekolojik dengeyi gözeten ve toplumun tüm kesimlerini içine
alan bir afet yönetim modelini hayata geçireceğiz. Bu çalıştayın çıktılarının,
Muğla ve tüm Kıyı Ege’nin daha güvenli ve dirençli bir geleceğe
hazırlanmasında yol gösterici olacağına inanıyorum. Katkı sunan herkese
teşekkür ediyorum.”
Çalıştay sonunda, afetlere dirençli, sürdürülebilir ve güvenli şehirler inşa
edilmesi için yol haritası oluşturuldu. Bu kapsamda alınan kararların, Muğla ve
Kıyı Ege bölgesinde afetlere karşı dirençli bir yaşam alanı oluşturulmasına katkı
sağlaması bekleniyor.