Geçtiğimiz gün Pankobirlik Genel Başkanı ve Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi Başkanı Ramazan Erkoyuncu basın mensuplarıyla buluştu. 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü’nde yapmayı planladıkları toplantıyı ancak bu zamana yapabildiklerini aktardı. Erkoyuncu toplantı boyunca bir senedir yaptıkları tüm çalışmaları samimiyetle anlattı. Tüm bu anlatımından da tasarrufa gidildiği anlamı ortaya çıkıyordu.
Torku tasarruf etmeli midir, tabii ki etmelidir. Sadece Torku’nun değil tüm ülkenin tasarrufa ihtiyacı vardır. Ama tasarruf edeceğiz derken de bazı konuları göz ardı etmemek de gerekir.
Mesela açıklamaların arasında dikkatimi çeken birkaç konu vardı. Başkan Erkoyuncu bazı fabrikalarda üretimin azaltıldığını, sadece –tabiri caizse- “durmayacak kadar” üretim yapıldığını belirtti. Bence bu detay aslında açıklamaya muhtaç bir detaydı. Bunun dışında Gıda ve Tarım Üniversitesi’ne desteği azalttığını aslında bu üniversitenin kendileriyle alakalarının olmadığını, vakfa ait olduğunu söyledi. Şahsen ben bunu da çok anlamadım. Tüm Konyalılar biliyoruz ki Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi, Torku’nun üniversitesiydi ve onlar tarafından kuruldu. Hukuki ayrıntısı farklı olabilir ama kamuoyundaki algısı böyledir.
Burada Başkan Erkoyuncu’nun Ağustos 2022’de yaptığı basın toplantısında söylediği bir sözü aktarmak istiyorum: Başkan “Önümüz ve ufkumuz açık, markamız sağlıklı. Piyasa algısıyla adı kamuoyunda öyle çok netleştiği için Konya Şeker diyorum, bazen Torku diyoruz. Ankara’da, İstanbul’da Torku diyorlar. Onun için hakikaten marka olmuş, yüzümüzü ağartmış, ürünün sağlığı, hijyeni ve lezzeti açısından ve kuruma büyük bir güven var. Bunun reklamı bilerek ya da doğaçlama çok iyi bir yere gelmiş.” Diyordu.
Torku ismi bir yere geldi ancak tüm fabrikalarıyla, üniversitesiyle, marketleriyle, döner salonlarıyla ve de her faaliyette, her fuarda, her sosyal alanda halkın arasında ve kendi reklamını da yaparak bu şekilde tanınan bir hale gelmişti.
Şimdi gelinen aşamada, hangi fabrikalar olduğunu bilmiyorum ama bazı fabrikalarda üretimde kısıtlamaya gidilmiş. Üniversiteye yeterince sahip çıkılmamaktadır. “Doğrudan” market ve döner salonlarında kısıtlamaya gidilmiştir. –Ki 2019 yılında 54 adet şube gözükürken, en son faaliyet raporunda 15’e düşmüş gözüküyor. Aynı zamanda Doğrudan markasında çalışan sayısı 2019’daki raporda 371 kişi gözükürken, en son 2022 raporunda 108 gözükmektedir. Ayrıca son dönemde fuarlarda, sosyal alanlarda Torku eskisi gibi güçlü ve gösterişli değildir. Zira tasarruf ederken muhakkak ki kamuoyunda oluşacak algıyı da dikkatle yönetmek gerekmektedir. Sokağa çıktığınızda Konyalı bir hemşerimize Torku’yu sorduğumuzda “Torku çok borçluymuş, sıkıntıdaymış” gibi lafları zannediyorum ki sadece bizler duymuyoruzdur.
Dolayısıyla muhakkak ki bir yönetim değişikliği olmuştur ve “her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır”. Ancak Torku artık sadece çiftçinin değil aynı zamanda Konya halkının da bir onurudur ve markasıdır. Torku yönetimi sadece çiftçi ortaklarına değil aynı zamanda Konya halkına karşı da sorumludur. Fuzuli harcamaların ortadan kaldırılması, “paranın har vurup harman savrulmaması” muhakkak ki olumlu bir tercihtir. Ancak İletişim çağında yaşadığımız günümüzde iletişim ve algı hiçbir zaman fuzuli bir durum olarak görülmemelidir.
Böyle büyük firmaların her zaman çok büyük borçları olacaktır. Zaten borçsuz olması demek çalışılmadığının iş üretilmediğini bir göstergesi olabilir. Ve de fabrikayı 2000’lerden önceye çevirir. Borç olacaktır ancak o borcu çevirecek maddi ve manevi destek de Konya halkıyla beraber her zaman bulunabilecektir.
Şimdi bu yazıdan sonra “hayatında hiçbir holding yönettin mi” diye soranlar olabilir. Bence sormasınlar. Başkan Erkoyuncu’nun konuşmasını ve faaliyet raporlarını okuyan bir gazeteci olduğumu söyleyeyim sadece.
Dostlukla kalın.